Dünyadan Haberler

UAEA Başkanı: İran'ın UAEA ile işbirliği yapması hukuki zorunluluk

Grossi, konuk olduğu Fransız France 2 kanalında, İsrail'in İran'a yönelik saldırısıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Diplomatik çözümlere inandığını belirten Grossi, uluslararası hukuka göre nükleer tesislere yönelik saldırıların yasak olduğunun altını çizdi.

Grossi, "İran'ın bizimle işbirliği yapması bir iyilik değil. Bu, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na taraf ülke olduğu sürece İran için hukuki bir zorunluluk." ifadelerini kullandı.

İsrail’in saldırısıyla başlayan çatışmaların ciddi hasara yol açtığını dile getiren Grossi, "Bu nedenle (nükleer) faaliyetlerin yeniden başlaması İran'ın ne yapmak isteyeceğine bağlı. Kaldıkları yerden devam mı edecekler, yoksa daha az mı yapacaklar?" şeklinde konuştu.

Grossi ve Macron görüşmesi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Grossi'yi Paris'teki Elysee Sarayı'nda kabul etti.

Macron, görüşmeye ilişkin X hesabından yaptığı açıklamada, nükleer güvenlik için önemli bir görev üstlenen UAEA'nın yanında olduğunu belirterek, "Ajansın acilen İran'daki misyonuna yeniden başlayabilmesi gerekiyor." dedi.

Grossi ise yaptığı açıklamada, Macron'la verimli bir görüşme geçirdiklerini ifade etti.

İran konusunda diplomasi ve diyalog için imkan varken, tüm tarafların yapıcı ve kararlı bir şekilde sürece dahil olması gerektiğini kaydeden Grossi, küresel çapta nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda UAEA'nın çalışmalarına verdiği destekten ötürü Macron'a teşekkür etti.

CIA: İstihbaratımız İran'ın nükleer programının ciddi zarar gördüğünü teyit ediyor

Ratcliffe, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

CIA'in ilgili karar vericileri ve denetim organlarını tam olarak bilgilendirmek amacıyla güvenilir kaynaklardan yeni bilgiler toplamaya devam ettiğini belirten Ratcliffe, konunun ulusal önemi ve şeffaflık ilkesi nedeniyle gerekli güncellemelerin Amerikan kamuoyuyla paylaşılacağını vurguladı.

Ratcliffe, "CIA, bir dizi güvenilir istihbaratın, İran'ın nükleer programının son dönemdeki hedefli saldırılar sonucu ciddi şekilde zarar gördüğünü ortaya koyduğunu teyit ediyor." ifadesine yer verdi.

Geçmişte güvenilirliği ve doğruluğu kanıtlanmış bir yöntemden elde edilen istihbaratın buna dahil olduğunu aktaran Ratcliffe, "Bu bilgilere göre, İran'a ait birkaç önemli nükleer tesis imha edildi ve bu tesislerin yeniden inşası yıllar sürecek." ifadesini kullandı.

ABD, 22 Haziran'da İran'ın Fordo, İsfahan ve Natanz'daki 3 nükleer tesisine hava saldırısı düzenlemişti.

ABD'de hazırlanan ve CNN televizyonunda yayımlanan bir istihbarat değerlendirmesine göre, ABD'nin hafta sonu İran'ın 3 nükleer tesisine düzenlediği hava saldırılarının, İran'ın nükleer programının temel yapısını yok etmediği, muhtemelen sadece aylarca geriye attığı belirtilmişti.

İsrail ordusu ise yaptığı açıklamada, saldırılarda İran'ın nükleer programına "verilen zararı saptamak için henüz erken olduğunu ancak Tahran'ın nükleer programının yıllarca geriye gittiğini" iddia etmişti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi de ABD ve İsrail'in düzenlediği saldırılar sonucu ülkesinin nükleer tesislerinde "ciddi hasar oluştuğunu" belirtmişti.

UNRWA: Gazze'deki Filistinliler susuzluktan ölme riskiyle karşı karşıya

UNRWA'nın Facebook hesabından yapılan açıklamada, Gazze'deki susuzluğun boyutlarına dikkati çekildi.

Gazze'de su temin edecek sistemlerinin çökmesi nedeniyle Filistinli ailelerin susuzluktan ölme riskiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.

Bölgedeki su üretim tesislerin sadece yüzde 40'ının aktif olduğu Gazze'nin "insan eliyle oluşturulan bir kuraklığın eşiğinde" olduğunun altı çizildi.

UNRWA'nın ateşkes döneminde sağladığı su miktarının İsrail'in devam eden saldırıları, göçe zorlama politikası ve bölgeye 100 gündür yakıt girişini engellemesi nedeniyle yarı yarıya azaldığı belirtildi.

Açıklamada, su kuyularının çalışması için gerekli yakıtın tükendiğine, bazı su kuyularının saldırı tehdidi altındaki riskli bölgelerde bulunduğuna, su borularının bir kısmının saldırılarda tahrip olduğuna ve su tankerlerinin birçok bölgeye ulaşamadığına işaret edildi.

UNRWA Gazze'de acilen ateşkes yapılması çağrısını yineledi.

Gazze'deki belediyeler, son bir ayda su kuyuları başta olmak üzere farklı yapıları çalıştırmak için gerekli yakıtın tükenmesi nedeniyle hizmetlerinde kesintiler yaşanabileceği uyarısında bulunmuştu.

Gazze'deki Filistin hükümeti medya ofisinden mart ayında yapılan açıklamada, İsrail'in , 7 Ekim 2023'ten bu yana 719 su kuyusunu tahrip ederek hizmet dışı bıraktığını ve bunun ciddi bir su krizine yol açtığını belirtmişti.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor.

Ukrayna'ya karşı "suçları" yargılayacak özel mahkeme kurulması için anlaşma imzalandı

Zelenski ve Berset, merkezi Fransa'nın Strazburg kentindeki Avrupa Konseyi'nde bir araya geldi.

İkili, "Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırı suçlarını" yargılamak üzere Konsey çatısı altında özel bir mahkeme kurulmasına yönelik anlaşmaya imza attı.

İmzaların ardından Zelenski ve Berset ortak basın toplantısı düzenledi.

"11 yıldır Ukrayna, Rus saldırısına maruz kalıyor"

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Berset, Konseyin 30 yıldır Ukrayna'nın yuvası olduğunu belirterek, "Ukrayna'ya, adalete, cezasızlıkla mücadeleye, düzen ve hukukun üstünlüğü sağlanmasına yönelik desteğimiz konusunda belirleyici bir zamandan geçiyoruz." dedi.

Zelenski ile birlikte Ukrayna ve Avrupa Konseyi arasında bir anlaşma imzaladıklarını aktaran Berset, "Bu imza, Ukrayna'ya karşı saldırı suçuyla ilgili özel mahkemenin kurulması için belirleyici bir adım." ifadesini kullandı.

Berset, daha fazla ülkenin bu mahkemeye dahil olması ve desteklemesini sağlayacak bir başka anlaşmaya varılması için müzakerelere başlatacaklarını duyurarak, "11 yıldır Ukrayna, Rus saldırısına maruz kalıyor." dedi.

Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili tüm kurumlarının üstlenmesi gereken roller olduğuna işaret eden Berset, Avrupa Konseyi'nin rolünün adaletin sağlanmasından geçtiğini ifade etti.

Berset, Avrupa Konseyi olarak ilk günden bu yana Ukrayna'nın yanında olduklarını ve bu ülkenin konseye güvenebileceğini belirtti.

"Bu açıkçası önemli bir adım"

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise imzalanan anlaşmayla ilgili, "Bu açıkçası önemli bir adım. Bugün, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı işlediği saldırganlık suçu için bir mahkeme kurma sürecini başlatıyoruz." ifadesini kullandı.

Tüm suçluların adaletin sağlanacağını bilmesi gerektiğini söyleyen Zelenski, "Bugün ciddi bir hukuki çalışma başlatmak üzereyiz. Hala çok fazla çalışmanın tamamlanması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Zelenski, adaletin sağlanmasının zaman aldığını kaydederek, "Bu mahkeme, saldırı suçuyla ilgili adaletin sağlanması için gerçekten bir fırsat tanıyor. Kurumlarımızın hatta uluslararası kurumlarımızın bunu sağlamak için imkanları yok." yorumunu yaptı.

Söz konusu mahkemenin, Rusya-Ukrayna Savaşı kapsamında, "Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırı suçları" işlediği iddia edilen kişileri yargılaması hedefleniyor.

İspanya "ticaret anlaşmasıyla" tehdit eden Trump'a AB'yi gösterdi

NATO Zirvesi sonrasında düzenlediği basın toplantısında, İspanya'nın diğer NATO ülkelerinden farklı olarak savunma harcamalarında GSYİH'sinin yüzde 2,1'inde kalacağını açıklamasını "korkunç" diye yorumlayan Trump, İspanya ile gümrük vergileriyle ilgili yeni bir ticaret anlaşması yaparak "iki katını ödetme" tehdidinde bulunması ikili ilişkilerde tartışma konusu oldu.

Trump'ın bu sözleriyle ilgili görüşü sorulan İspanya Ekonomi, Ticaret ve Şirketler Bakanı Carlos Cuerpo, İspanya'nın ticaret ilişkilerini Avrupa Birliği (AB) Komisyonu aracılığıyla yürüttüğünü, o yüzden ABD'nin direkt İspanya'yı değil AB Komisyonunu muhatap alması gerektiğini söyledi.

Cuerpo, "İspanya, NATO çerçevesinde, taahhütlerini yerine getirecek güvenilir ve istikrarlı bir ortaktır. Ayrıca ülkemiz ticarette ABD ile transatlantik ilişkilerde zaten uzun süreli ve derin temeli olan bir ortak olmaya devam etmektedir. Bu korumak istediğimiz bir hazine. Bu nedenle, sadece İspanya adına değil, tüm üye devletler adına müzakere etmekten sorumlu olan AB Komisyonu çerçevesinde, müzakerelere proaktif bir yaklaşım sergiliyoruz." şeklinde konuştu.

AB ile ABD arasındaki ticaret müzakerelerinin ABD ile AB Komisyonu arasında yapıldığını ifade eden Cuerpo, bu müzakere çerçevesinin İspanya için çok önemli olduğunun altını çizdi.

ABD Başkanı Trump, Lahey'deki NATO Zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında İspanya ile ilgili gelen sorulara şu cevabı vermişti:

"İspanya'yı seviyorum, harika bir yer ve harika insanlar, ancak İspanya, tüm üye ülkeler arasında tam ödeme yapmayı reddeden tek ülke. Yüzde 2'de kalmak istiyorlar. Bence bu berbat. Bu yüzden telafi edeceğiz. İspanya ile bir ticaret anlaşması müzakere ediyoruz ve onlara iki katını ödeteceğiz, ciddiyim. İspanya'yı bunu yapmaya zorlayacağız. Biliyorsunuz, ekonomide çok iyi gidiyorlar ve kötü bir şey olursa bu ekonomi bir anda yok olabilir."

Anket: ABD halkının çoğunluğu İran'a yönelik hava saldırılarını desteklemiyor

Washington Post gazetesinin 1000 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, katılımcıların yüzde 38'inin ABD saldırılarını desteklediği, yüzde 45'inin ise karşı çıktığı görüldü.

CBS News basın kuruluşunun 22-24 Haziran tarihlerinde yaptığı anketin sonuçlarında, ABD halkının yüzde 56'sının ülkenin İran nükleer tesislerini hedef alan saldırılarını desteklemediği tespit edildi.

Ankete göre, Demokrat Partili katılımcıların yüzde 87'si söz konusu saldırılara karşı çıkarken, bu oran Cumhuriyetçilerde yüzde 15 olarak kaydedildi.

Katılımcıların yüzde 44'ü de ABD'nin saldırılarının bölgede "kapsamlı savaşa" yol açacağı endişesini dile getirdi.

CNN anketine katılanların yüzde 56'sı Trump'ın İran'a yönelik hava saldırısı kararını desteklemediğini aktarırken yüzde 44'ü bu kararı onayladığını ifade etti.

Halkın çoğunun, Trump'ın İran'a karşı "güç kullanma" konusundaki kararlarına güven duymadığını belirttiği ankette, katılan her 10 kişiden yaklaşık 6'sı, bu saldırıların İran'dan ABD'ye yönelik tehdidi artıracağından endişe duyduğunu aktardı.

ABD Başkanı Donald Trump, 21 Haziran'da ABD B-2 uçaklarının İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlediğini duyurmuş, saldırıların İran'ın nükleer zenginleştirme tesislerini "tamamen ve bütünüyle yok ettiğini" öne sürmüştü.

İran: UAEA ile işbirliğini askıya alan yasa tasarısının onaylanması ülkemize yönelik saldırılara açık bir yanıttır

İran devlet televizyonunun haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, İran Meclisinde onaylanan UAEA ile işbirliğini durdurma yasa tasarısına ilişkin açıklamada bulundu.

Bekayi, "Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliğini durdurmaya yönelik yasa tasarının onaylanması, ülkemize yönelik yasadışı saldırılara açık bir yanıttır." dedi.

Mecliste onaylanan yasa tasarının içeriğine de değinen Bekayi, buna göre, "İran’ın nükleer tesislerinin güvenliği ve ülkenin barışçıl nükleer faaliyetleri garanti altına alınmadığı sürece UAEA görevlerinin denetim için ülkeye girme hakkı olmayacağını" belirtti.

Bekayi, bunun da Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin onayına tabi olduğunu vurguladı.

İran Meclisi, UAEA ile işbirliğini askıya alan yasa tasarısını kabul ettiğini açıklamıştı.

İran kanunlarına göre söz konusu yasa tasarısının yürürlüğe girmesi için İran Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayı gerekiyor.

İngiltere Başbakanı Starmer’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ukrayna teşekkürü

İngiltere Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan yapılan yazılı açıklamaya göre Erdoğan ve Starmer, Hollanda'nın Lahey kentindeki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi kapsamında ikili görüşme gerçekleştirdi.

Açıklamaya göre, Orta Doğu'daki gelişmeleri ele alan Erdoğan ve Starmer, İsrail ile İran arasındaki ateşkesin memnuniyet verici olduğu konusunda görüş birliğine vardı.

Ayrıca, Gazze'deki durumu da masa yatıran ikili, bölgeye yardımların artırılması ve "kabul edilemez" haldeki duruma son verilmesi konusunda mutabakata vardı.

Ukrayna konusunda görüşlerini dile getiren Starmer, Ukrayna'da görev yapması planlanan Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasında verdiği destek ve barış görüşmelerinde oynadığı rolden dolayı Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.

İki liderin, Türkiye-İngiltere arasındaki askeri işbirliğinin gelişmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği görüşmede taraflar, serbest ticaret anlaşması görüşmelerinde kaydedilen ilerlemeden duyduğu mutluluğu da paylaştı.

İsrail, Batı Şeria'daki Tulkerim Mülteci Kampında iki haftada 50 bina yıktı

Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan haberde, İsrail'in aylardır Tulkerim ve Nur Şems kamplarında devam ettiği geniş çaplı yıkımlara ilişkin bilgi verildi.

Habere göre, İsrail ordusunun Tulkerim Mülteci Kampında son iki haftada 50'den fazla binayı yıktı. İsrail ordusunun yıktığı binaların yerine kampın merkezinde geniş caddeler açtığı belirtildi.

Yıkımlar, Belavene, Akkaşe, Nedi, Sevalime, Hammam, Medaris mahalleleri ile çevresinde yoğunlaştı; alt yapıda geniş çaplı hasar meydana geldi.

İsrail ordusu ayrıca buldozerlerle Tulkerim'in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampındaki yapıları yıkmaya devam ediyor.

Buldozerler, Menşiyye mahallesinde; klinik ve cami çevresindeki mahallelerde yoğunlaşan yıkımlar sırasında binaları yerle bir etti, yerlerine geniş caddeler açtı ve mahalleler birbirinden ayrıldı.

Bölgede artarak gerçekleştirilen yıkımlar, İsrail'in Tulkerim ve Nur Şems mülteci kampları ile çevresine yönelik devam eden kuşatmasının gölgesinde yapılıyor. İsrail askerleri, bölge sakinlerinin evlerine ulaşmalarını veya evlerindeki eşyalarını almalarını engelleniyor, bölgeye yaklaşanlara doğrudan ateş açıyor.

İsrail ordusu, 21 Ocak’ta Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına saldırıyla başlattığı baskınını daha sonra Tulkerim ve Nur Şems’e yayarak, geniş çaplı yıkımlar gerçekleştirdi.

WAFA'nın daha önceki haberinde, İsrail ordusunun, Tulkerim Kampı'nda 58 ve Nur Şems'te 48 toplam 106 binayı "yol açma" ve "coğrafi özeliklerin değişmesi" iddiasıyla mayıs ayında sunduğu "yıkım planını" uygulamaya koydu. Bu yapılar çok fazla konut ve ticari işletmeyi barındırıyor.

İsrail'in saldırıları sonucu her iki kamptan 5 binden fazla aile (25 bin kişi) zorla yerinden edildi. En az 500 ev tamamen yıkılırken, 2 bin 573 ev de kısmi zarar gördü.

İsrail'in Tulkerim kentine kamplara devam eden saldırıları sırasında biri çocuk, ikisi kadın 13 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı ve gözaltına alındı.

Gazze'de yüzlerce hasta dışarda tedavi olmayı beklerken hayatını kaybetti

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in saldırıları ile ablukasının sürdüğü Gazze'de sağlık sistemi ve hastaların durumuna ilişkin bilgi verildi.

İsrail'in, acil tıbbi malzemelerin girişini engellemeye devam etmesi nedeniyle sağlık sisteminin durumunun felaket seviyesine ulaştığı kaydedilen açıklamada, halen hizmet vermekte olan birkaç hastanenin karşı karşıya olduğu ciddi krizler nedeniyle yakın bir zamanda faaliyetlerine son verebileceği uyarısı yapıldı.

Gazze'de yaralı sayısındaki artış nedeniyle hastanelerin acil, yoğun bakım üniteleri ile ameliyathanelerinin hasta kapasitesini aştığı, 312 ameliyathaneden 45'inin sınırlı kapasiteyle çalıştığı, bu nedenle komplike ve acil cerrahi müdahalelerin yapılmasının güçleştiği kaydedildi.

İlaç ve tıbbi malzemelerdeki sıkıntıya da dikkat çekilen açıklamada, temel ilaçların yüzde 47'sinin, tıbbi malzemelerin de yüzde 65'inin bulunamadığı, bunun da özellikle kanser ve kalp hastalarını ciddi şekilde etkilediği aktarıldı.

Onkoloji hastaneleri İsrail saldırılarında yıkıldı

Hastaların Gazze dışına çıkmasına izin verilmemesinin doğurduğu sonuçlara da değinilen açıklamada, 338 kanser hastası ve 513 hastanın tedavi için yurtdışına seyahat etmeyi beklerken hayatını kaybettiği ifade edildi.

Açıklamada, Gazze'deki 11 bin kanser hastasının, onkoloji hastanelerinin İsrail saldırılarında yıkılması, tedavi eksikliği ve seyahatlerinin engellenmesi nedeniyle tedaviden mahrum kaldığı, böbrek hastalarının da ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduğu kaydedildi.

Halkın yetersiz beslenmesi, içme suyuna erişememesi ve barınaklarda kötü koşullarda yaşamasının salgın hastalıkların yayılmasına sebep olduğu vurgulanan açıklamada, yıl başından bu yana 59 bin kanlı ishal, 254 bin solunum yolu vakası ve 337 menenjit tespit edildiği dile getirildi.

Açıklamada, ilgili kurumlara, Gazze'yi içinde bulunduğu insani felaketten kurtarmak için harekete geçme çağrısı yapıldı.

FBI, ABD'nin İran'a saldırıları hakkındaki ön raporun sızmasıyla ilgili soruşturma başlattı

Hegseth, NATO Zirvesi'ne katılmak için bulunduğu Lahey'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD'nin İran'a gerçekleştirdiği hava saldırılarının ülkenin nükleer kapasitesini yerle bir ettiğini tekrarlayan Hegseth, "çok gizli" olarak nitelediği raporun sızdırılması konusunda ise medyada çıkan haberlerin "siyasi amaçlı" olduğunu öne sürdü.

Hegseth, "Şu an Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile birlikte bu raporun sızdırılması hakkında inceleme başlattık. Bu değerlendirme iç amaçlıydı ve CNN ile diğerleri çok başarılı Başkanı karalamaya çalıştı." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın basın toplantısında da konuşan Hegseth, bombaların hedeflerine tam isabet ederek beklenen hasarı verdiğini savunarak, "Bunu İran da biliyor." dedi.

Hegseth, tekrar raporu haberleştiren medyayı eleştirerek, "Fordo'da yaşananları değerlendirmek istiyorsanız, büyük bir kürek alıp derinlemesine kazmanız gerekir çünkü İran'ın nükleer programı yok edildi." diye konuştu.

İlk önce CNN'in gündeme getirdiği, ABD'de hazırlanan bir ön istihbarat değerlendirmesinde, ABD'nin hafta sonu İran'ın 3 nükleer tesisine düzenlediği hava saldırılarının, İran'ın nükleer programının temel yapısını yok etmediği, muhtemelen sadece aylarca geriye götürdüğü belirtilmişti.