Dünya, 2,6 derecelik felaket senaryosuna doğru ilerliyor
İklim Eylem İzleyicisi’nin (Climate Action Tracker) güncel analizine göre, Cop30 zirvesi öncesi ülkelerin sunduğu yeni ulusal katkı beyanları, üst üste dördüncü yılda da tehlikeli ısınmayı engellemek için yeterli ilerleme sağlamadı. Buna göre dünya, sanayi öncesi döneme kıyasla 2,6 derecelik artışla geçen yılki seviyede kalmış durumda.
Paris Anlaşması’nın eşiği aşılmış görünüyor
Bu öngörü, tüm ülkelerin üzerinde uzlaştığı Paris İklim Anlaşması’nda yer alan sınırların açık şekilde ihlali anlamına geliyor. Bilim insanlarına göre bu seviyedeki bir ısınma, aşırı hava olaylarının, kuraklıkların ve tarımda büyük kayıpların yaşandığı “felaket çağına” kapı aralayacak.
Ayrı bir çalışmada ise fosil yakıt emisyonlarının bu yıl yaklaşık yüzde 1 artarak tarihin en yüksek seviyesine çıkmasının beklendiği bildirildi. Son on yılda emisyonlar yıllık ortalama yüzde 0,8 artarken, bundan önceki on yılda bu oran yüzde 2 idi. Yenilenebilir enerjinin hızlı küresel yayılımı, enerji talebindeki artışı karşılamaya yaklaşsa da henüz tam olarak aşabilmiş değil.
“2,6 derece, küresel felaket anlamına geliyor”
Climate Analytics CEO’su Bill Hare, 2,6 derecelik ısınmanın Büyük Okyanus akıntılarının çöküşü, mercan kayalıklarının yok olması, buz tabakalarının geri dönüşsüz şekilde erimesi ve Amazon yağmur ormanlarının savana dönüşmesi gibi kritik eşiklerin tetiklenebileceğini söyledi. Hare, bu senaryonun Avrupa ve Asya’da tarımın sona ermesine, kıtalarda ölümcül sıcaklık ve nem artışına yol açabileceğini vurguladı.
Dünya, sanayi devriminden bu yana yaklaşık 1,3 derece ısındı. Bu artış bile fırtına, sel, yangın ve kuraklık gibi afetlerde belirgin yükselişlere neden olmuş durumda.
Yeni ulusal katkı beyanları yetersiz kaldı
Paris Anlaşması kapsamında ülkelerin emisyon azaltım hedeflerini düzenli olarak güncellemesi gerekiyor. Ancak Belém’de düzenlenen Cop30 görüşmeleri öncesinde yalnızca yaklaşık 100 ülke yeni beyanlarını sundu. Açıklanan hedefler ise küresel ısınmayı frenlemek için gerekli düşüşü sağlamıyor.
Ülkelerin hem net sıfır taahhütlerinin hem de ulusal katkı planlarının hesaba katıldığı senaryoda bile tablo kötüleşmiş görünüyor. Climate Action Tracker, ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin de etkisiyle küresel ısınma beklentisini 2,1 dereceden 2,2 dereceye yükseltti.
ABD Başkanı Donald Trump iklim krizini “uydurma” olarak niteliyor ve ülkesinde iklim politikalarını geri çekerken petrol ve gaz üretimini genişletmek için de çağrı yapıyor. Bu yıl ABD, bir Cop zirvesine ilk kez resmi bir heyet göndermedi.
Uzmanlar, Paris Anlaşması öncesinde 2100 yılı için öngörülen 3,6 derecelik ısınmanın bugün 2,6 dereceye düşmesinin, yenilenebilir enerji yatırımlarındaki hızlı artış ve kömür kullanımındaki gerileme sayesinde olduğunu belirtiyor. Ancak küresel karbon bütçesini korumak için emisyonların hızla azalması gerekiyor.
Küresel Karbon Projesi’nin (GCP) değerlendirmesi, emisyonların 2025 yılında da yüzde 1 civarında artacağını gösteriyor. Rapor, tropikal ormanların bazı bölgelerde artık karbon yutağı olmaktan çıkıp atmosfere karbon salmaya başladığını ortaya koyuyor.
Küresel uzlaşma çağrısı
G77 ülkeleri ile Çin, Cop30’da fosil yakıtlardan “adil geçiş” sürecine destek veren bir mekanizmanın oluşturulmasını talep ediyor. Ancak bazı gelişmiş ülkeler bu süreci desteklemiyor. Brezilya’nın ormansızlaşmaya karşı kurduğu fona ise birçok ülke henüz katkı sağlamadı.
ABD’nin eski başkan yardımcısı Al Gore, toplantıda yaptığı konuşmada iklim krizinin geldiği noktayı “akıl dışı” olarak nitelendirdi. Gore, “Gökyüzünü açık bir kanalizasyon gibi kullanmaya devam edersek, bazı etkileri uyumla bile yönetemeyiz.” dedi.
“Eğriler bükülebilir, politika işe yarıyor”
Doğu Anglia Üniversitesi’nden Prof. Corinne Le Quéré, yenilenebilir enerji yatırımlarının emisyonlardaki artışı önemli ölçüde yavaşlattığını belirterek “İklim politikalarının işe yaradığını görüyoruz. Bu eğriler küresel ölçekte bükülebilir.” ifadelerini kullandı. Le Quéré, ekonomisi büyürken emisyonları düşen ülke sayısının arttığını, Avustralya, Ürdün ve Güney Kore’nin de bu gruba katıldığını kaydetti.
Rapor, atmosferdeki CO2 seviyesinin 2025’te 425 ppm’e ulaşacağını öngörüyor. Bu değer, sanayi öncesi dönemin 280 ppm seviyesinin çok üzerinde. Bilim insanlarına göre düşen doğal karbon yutakları olmasaydı bu seviye 8 ppm daha düşük olabilirdi.
Uzmanlar, Cop30’da ülkelerin yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırması ve fosil yakıt üretiminin aşamalı olarak sonlandırılması için yol haritası oluşturulması gerektiğini vurguluyor.